Çocuklarda Rezilyans

Kachild Separator

Çocuklar dünyaya geldiği andan itibaren yeni bir şeyler öğrenmeye başlıyor. Hayata uyum sağlamaya başladığı doğum anından itibaren türlü güçlüklerle de karşılaşıyorlar. Büyüme devam ettikçe karşılaşılan güçlükler farklılaşıyor. Bu güçlükler örneğin okula başlamak ya da aileye yeni bir kardeşin katılmasının olabileceği gibi bir yakınını kaybetme travması da olabiliyor. Tüm bu değişen durumlar karşısında dayanıklı olmak, üstesinden gelmek ve yola devam etmek bir beceri. Bu beceriye “yılmazlık” veya “rezilyans” deniyor. Peki hayatın zorlukları karşısında esnek ve hızlı toparlanabilen bireyler nasıl yetiştirilir? Çocuklarda rezilyans nedir? Çocuklara özgüven, sorumluluk, empati gibi duygular ve bunların dayanıklılığı yüksek bireye olmaya etkileri hakkında bilgi edinmek ilk adım. Çocuklarda yılmazlık hakkında merak edilenleri akademik makalelerden yararlanarak sizin için araştırdık. İşte detaylar.

Eğitim Kiti ve Bilgi Talep Formu

Çocuklarda Duygusal Dayanıklılık Becerisi: Rezilyans / Yılmazlık

Yeni doğan bir bebek dünyaya gözlerini açtığı ilk dakikadan itibaren hızla dünyaya uyum sağlamaya başlar. Bebeklerin ağlaması çoğu zaman bir soruna değil ihtiyaca işaret eder. Bebekler acıktığını, temizlenmek istediğini, anneye ihtiyaç duyduğunu ya da uyumak istediğini ağlayarak anlatmaya çalışır. Bu durum ebeveynler için çoğu zaman stresli bir durum olsa da aslında bebeklerin iletişim kurma şeklidir. Bebek ağlayarak ihtiyaçlarını anlatmaya çalışır. Ebeveyn ise bu mesaj ile uyarılır ve genellikle bebeğin ihtiyacını karşılar. Aslında bebeğin iletişim şekli cevap bulur.

Hayata uyum sağlamak ve yeni şeyler öğrenmek için çocuklar zamanla kendilerini ifade etmeyi öğrenir. Çocukların ihtiyaçlarını söylemesine fırsat verilmemesi, gelişimlerine uygun ortamlar hazırlanmaması ya da sürekli yönlendirilmeleri onların olumsuz durumlarla baş etme becerilerini geliştirmeye engel olur. Dolayısıyla olumsuzluklarla baş etmeyi bilemezler. Müdahaleci olunan aile düzenlerinde büyüyen çocuklar, kendi beceri ve duygularını tanıyamazlar. Ve tanımadıkları bu becerileri geliştiremedikleri için de olumsuz durumlarla nasıl baş edeceklerini de bilemezler. Örneğin; koşmak isteyen bir çocuğa koşma düşersin ve yaralanırsın demek çocuğun bir gün düşmesine engel olmayacaktır. Böyle bir durum karşısında çocuk düştüğünde ne yapacağını bilemeyecek, kendini sakinleştirmeyi ve duygularını kontrol etmeyi başaramayacaktır.

İşte tam bu noktada ‘son yıllarda adını sıkça duyduğumuz Rezilyans kavramı karşımıza çıkıyor. Hakkında oldukça söz edilen, konuşma dilimize giren ve hatta hakkında kitaplar, makaleler yazılmaya başlanan “Rezilyans” kavramını, çocukların sosyal ve duygusal gelişimlerinde son derece büyük öneme sahip olan bu beceriyi gelin birlikte öğrenelim.

Rezilyans yani dayanıklılık kavramı, zorluklara uyum sağlayabilme, esnek düşünme becerisi sayesinde olumsuzluklarla mücadele edebilme ya da olumsuzluklara karşı hazırlık olabilme, gerektiğinde değişim, dönüşüm ya da başkalaşım gösterebilme olarak açıklanabilir.

Rezilyansı anlatırken rezilyans ile başa çıkma kavramını karıştırmamak gerekir. Rezilyansın başa çıkma becerisinden farkı bireyin yaşadığı olumsuzluklardan sonra eski rahatına kavuşması, kırılmak yerine esneyebilme becerisidir.

Çocuklarda rezilyans neden gereklidir?

Duygusal dayanıklılık, Rezilyans öğrenilebilir ve geliştirilebilir. Çocuklarda rezilyans kapasitesi ne kadar gelişmişse zor durumlara karşı baş edebilme, dayanıklı, güçlü, çözüm odaklı ve esnek olması da bir o kadar gelişmiş olacaktır.  Çocuğun karşılaştığı problemler, onun ileride daha büyük zorluklarla karşılaştığında çözebilme becerisinin oluşmasına ve gelişmesine de fırsat tanıyacaktır. Çocuklar büyürken hiçbir güç durum ya da hayal kırıklığıyla karşılaşmazlar ise ileride zorluklarla baş etmeleri de o kadar güç olacaktır. Unutmamalı ki çocuklar zorlukların üstesinden gelebilme becerisini ne kadar erken kazanırlarsa ileride ayaklarının üstünde durmaları da o kadar kolay olacaktır.

Çocuklarımızı yetiştirirken onları hayatın acılarından soyutlarsak maalesef onların empati geliştirmelerini bekleyemeyiz. Dolayısıyla çocuklarımızı yetiştirirken dünyayı tüm acı ve keyifleriyle deneyimlemelerini sağlamak onlara rezilyans kazandıracaktır. Yaşadıkları ortama göre çocuklar dayanıklılık ve kırılganlık arasında yerlerini bulacaklardır.

  • Dışsal Kaynaklar

Dışsal kaynaklar, koşulsuz kabul ve sevgi temelinin olduğu aile dinamikleri besleyici ve geliştirici ebeveyn çocuk ilişkisinin var olduğu ve rezilyans becerisini sergileyebilen ebeveyn modelinin çocuğa örnek olması olarak açıklanabilir.

  • İçsel Kaynaklar

İçsel kaynaklar ise çocuğun özgüven, benlik saygısı, öz yeterlilik gibi becerilerinin gelişmesi, duygu ve davranışların yaşına göre kontrol edebilmesi, olayların muhakemesini yapıp problem çözme becerisi açısından desteklenmesi ve olayları pozitif bakış açısıyla değerlendirme yeteneklerinin geliştirilmesi olarak açıklanabilir.

Bu kaynaklarla beslenen çocuklarda sağlıklı bir rezilyans yapılanması gözlemlenir. Yukarıda saydığımız iç ve dış kaynakların birlikte hareket etmesi çocuğun dayanıklılığın artması için oldukça önemlidir.

Çocukta Rezilyans Geliştirmek İçin Neler Yapılabilir?

Çocukta rezilyansı geliştirmek için yukarıda yer verdiğimiz içsel ve dışsal kaynakların desteklenmesi ve arttırılması gerekir.

Dışsal destekler kaynaklarına pozitif rol modellik, anlamlı ilişkiler ve toplumsal kaynaklar dahil edilir.

Rol Modeller: Çocuklar ebeveynlerinin ve çevrelerindeki yetişkinlerin davranışlarını ve söylemlerini örnek alırlar. Hayatın zorlukları ile mücadelede sakinlik ve esneklik gösteren ebeveynlerin çocuklarında da bu davranışlar gözlemlenir. Çocukların gelişimlerinde en önemli rol model olan ebeveynlerin bu süreçte sergilemesi gereken tutumları şu şekilde sıralayabiliriz: Sağlıklı bir yaşam sürmek, hoşgörülü ve anlayışlı olma, mükemmeliyetçilikten sakınmak, davranışların ve duyguların sorumluluğunu almak, olumlu düşünmek, yardım almaya ve yardım etmeye açık olmak.

Anlamlı İlişkiler: Koşulsuz ebeveyn sevgisi çocuklarda rezilyans gelişimin etkileyen en temel kaynaktır. Çocuğa değerli olduğunu hissettirmek ve koşulsuz sevgi bu süreçte çok önemlidir. Çocuğa fiziksel, duygusal ya da davranışsal anlamda doğru mesajları vermek rezilyansın gelişimini destekleyecektir.

Toplumsal Kaynaklar: Yardımda etme ve yardım isteme becerisi kazanmış bir çocuk toplumsal kaynakları kullanabilme yetisini de geliştirmiş olacaktır. Çocuklara yardım istemenin normal bir durum olduğunu bazı konularda yetişkinlerden yardım istenebileceği açıklanmalıdır.

İçsel destek kaynaklarına ise kendini kontrol edebilme ve irade gelişimi, düşünebilme becerilerini geliştirme, güven gelişimi, pozitif düşünme becerisi, sorumluluk kazandırma gibi beceriler dahil edilir.

Kendini Kontrol Edebilme ve İrade Gelişimi: İrade gelişimi çocuğun içsel düzenlemesini sağlamada en önemli etkenlerden biridir. İçsel düzenlemeler zorluklar baş etme metotlarımızı, hayal kırıklarımızı, korkularımızı nasıl anladığımız ve algıladığımızı belirler. Çocuğun içsel düzenlemelerindeki dayanıklılık sağlıklı irade gelişimin bir göstergesidir. Sağlıklı bir içsel düzenleme ile çocuklar, istediğini elde etmede gösterdiği sabır, başladığı işi tamamlama ve hedefe odaklanma gibi beceriler de kazanmış olur.

Düşünebilme Becerilerini Geliştirme: Düşüncelerin davranışlar üzerinde büyük bir etkisi bulunur. Dolayısıyla çocuğa düşüncelerinin üzerinde durabilmesi, sorular sorması, sorular sorarak yeniden düşünmesi gibi yeterlilikler kazandırılması gerekir.

Ebeveynlerin bu noktada sergilemesi gereken davranışları şu şekilde sıralayabiliriz: Masal okuma ve anlatma alışkanlığı kazandırma, farklı yollardan düşünmesini desteklemek, empati kurmak ve kendini ifade edebilmesi için cesaretlendirmek.

Güven Gelişimi: Çocukta güven duygusu ilk olarak ebeveynleri ile kurduğu bağ ile başlar ve üzerinden şekillenir. Öz benlik saygısı da bu sürecin devamında gerçekleşir. Güven ve özgüven gelişimi rezilyansı da doğrudan etkiler. Ebeveynlerin çocuklarına güven duygusunu kazandırmaları için onları denemekten vazgeçmemesi için her zaman cesaretlendirmesi, hata ve yanlışların da olabileceğini göstermeleri, güçlü yanlarını övmeleri ve çatışmalarla mücadele etmek için cesaretlendirmeleri gerekir.

Pozitif Bakış Açısı Kazandırma: Çocukların yaşam içinde olaylara pozitif bir pencereden bakması, olumlu olana odaklanma çocukların dayanıklılığın artmasına yardımcı bir etkendir. Ebeveynleri olumluyu görmek, takdir etmek, doğanın güzelliklerini birlikte keşfetmek gibi tavırlar sergilemesi çocukların rezilyansını artıracak etkenlerin başında gelmektedir.

Sorumluluk Kazandırmak: Çocuklara verilen sorumluluk hayatın akışında kendilerini daha iyi ve güçlü hissetmelerini sağlar. Yaş gruplarına uygun olarak sorumluluklar vermek ve bu sorumlulukların sonuçlarıyla yüzleşmesini sağlamak yaşam içerisindeki dayanıklılıklarının artmasına yardımcı olacaktır.

Rezilyansı gelişmiş çocuklar ani gelişen olumsuz durumlar karşısında krizi fırsata çevirebilecek ve bu durumdan yeni beceriler öğrenme fikrini bulabileceklerdir. Hayatın getirdiği her tür durum karşısında kendi hayatlarındaki dengeyi koruyacak ve yaşam içinde ayakları yere basan bireyler olabileceklerdir. Çocukların duygusal dayanıklılığının gelişmesinde aile çok etkilidir. Ancak sosyal çevre ve okul da büyük bir öneme sahiptir. Özellikle okul öncesi dönemde okulun çocuğun duygusal dayanıklılığına yatırım yapacak bir yaklaşım içinde olması gelecekte büyük bir fark yaratabilir. 

Kachild anaokulu eğitim anlayışında çocukların kendi duygularını tanımaları, başkalarının duygularını anlamaları ve değişen durumlar karşısında öğrenmeye odaklanmaları için çalışmak vardır. Çocuklarda yılmazlık geliştirmek üzere onlara rehberlik eden ama dikte etmeyen bir yaklaşım benimsenir. Çocuğunuz için yeni bir dönem başlarken ona gelişimi için fırsat sunacak bir alan sunmak üzere Kachild anaokulundan randevu alabilirsiniz.

2023-10-08T23:41:18+03:008 Ekim 2023|Genel|
Go to Top